organiktohum.net
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Ürünler
    • Domatesler
    • Biberler
    • Salatalık - Acur
    • Patlıcan
    • Kabak
    • Mısır
    • Kavun Karpuz
    • Fasulye - Nohut
    • Marul ve Yeşillikler
    • Bakla-Börülce-Bezelye
    • Çeşitli Yerli Sebzeler
    • Diğer Tohumlar
    • Diğer Ürünler
    • Hazır Tohum Setleri
    • Kışlık Sebze Tohumları
    • Çiçek – Böçek
    • Hobi Bitkileri
    • Fide ve Fidanlar
    • Enginar Fidesi
    • Meyva
    • Tüketim Ürünleri ve Gıda
    • Bitki Koruma ve Geliştirme Ürünleri
    • Bitki Besinler
    • Toprak Düzenleyiciler
    • Fırsat Ürünleri
    • Hediyelik Tohumlar
    • İNSTAGRAM HESABIMIZ ''ORGANİKTOHUMLAR''
  • Faydalı Bilgiler
  • Güvenli Kargo
  • Promosyonlar

BİTKİ TOPRAKTAN SUYU NASIL ALIR.?……

  1. Yazılar
  2. BİTKİ TOPRAKTAN SUYU NASIL ALIR.?……

Bitki Suyu topraktan mükemmel bir şekilde yaratılmış basınç sistemi ile alır..

Bitki, topraktan ancak ihtiyacı olduğu zamanlarda su almaktadır. Bunu belirleyen en önemli faktör, bitkinin köklerinin içinde bulunan suyun meydana getirdiği basınç miktarıdır.

Bitkiler, köklerindeki hücrelerin iç basınçları dış basınçlarından az olduğunda dışarıdan su alırlar. Başka bir deyişle bitki, topraktan ancak ihtiyacı olduğu zamanlarda su almaktadır. Bunu belirleyen en önemli faktör, bitkinin köklerinin içinde bulunan suyun meydana getirdiği basınç miktarıdır. Bu basıncın dışarıdaki basınç miktarı ile dengelenmesi gereklidir. Bitki bunu sağlayabilmek için, içerideki basınç miktarı azaldığında kökler vasıtası ile dışarıdan su alma ihtiyacı duyar. Bunun tam tersi olduğunda ise, yani bitkideki iç basınç dışarıdakine oranla daha yüksek olduğunda, bitki bu dengeyi sağlayabilmek için bünyesindeki suyu yapraklarından dışarı bırakır.

Eğer suyun topraktaki yoğunluğu normalde olduğundan biraz daha yüksek olsaydı, dış basınç çok yüksek olacağından bitki sürekli su alacak ve bir süre sonra bitki bundan zarar görecekti. Bunun tam tersine suyun topraktaki yoğunluğu daha düşük olsaydı, bitki hücresi dış basınç çok düşük olacağından dışarıdan hiçbir zaman su alamayacaktır. Hatta basıncı dengelemek için bünyesindeki suyu dışarı salacak yani her iki durumda da kuruyarak ölecektir…

============================================

SAKSIDAKİ TOPRAĞIN DIŞARI AKMAMASI İÇİN NE YAPMALI: ?

Zaman zaman  saksılara koyduğumuz toprağın saksının altındaki deliklerden dışarı çıktığı, ve etrafı kirlettiğinden şikayet ederiz. Bunun için saksıların dibine taş, çakıl . koyarız. Bun yerine saksının dibine eski bez parçaları koyunuz; bunun faydası hem toprağın dışarı akımını önler hem de bez suyu emdiğinden uzun süreli bitkinin ihtiyacı suyu depo etmiş oluruz. Benden size bir tiyo :))

Ayrıca saksı bitkilerini sularken döktüğümüz suyun hemen saksının altındaki deliklerden toprak emmeden dışarı çıktığını görürüz. Bunu önlemek için önce saksıya bir çay bardağı su dükün 15-20 dakika bekleyin  sonra tekrar sulayın. Toprağın suyu emdiğini göreceksiniz…

==============================================

TOHUMLARIN  -homojen-  EŞİT ARALIKLA EKİLMESİ İÇİN YAPILACAK İŞLEM

Maydanoz, Semizotu, Roka,Dereotu,Tere, ıspanak, Marul  gibi direkt yerine ekilen sebzelerin tohumları yan yana düştüğü için çok sık çıkmakta yeterli besin, ışık alamadıkları için cansız fideler oluşmaktadır. Bunu önlemek için bir kaba elenmiş ince kum veya elenmiş kuru toprak  ve tohumu koyup karıştırınız.

Bu karışımı serptiğiniz de tohumlar daha homojen düşecek ve istediğiniz sonucu almanıza yardımcı olacaktır.

İkincibir yöntem. Çok küçük tohumları bir tuzluğa koyarak serpme olarak ekmektir..

=======================================================

KARGALARLA BAŞ ETMENİN BİR YOLU !!

Kargalar zaman zaman Domates, kavun ve karpuz gibi  sulu ürünleri gagalayarak mahvederler, Kargalar ürünü yemek için değil su ihtiyacını gidermek için deler. Bunu önüne geçmek için bahçenizin belirli yerlerine su dolu kaplar bırakmak gerekmektedir..

========================================================

Değerli anne ve babalar,
Yakın zamanda ciddi bir dergide sulforaphane isimli brokolide bulunan bir maddenin otizm tedavisinde semptomlari iyileştermede oldukca başarılı  olabileceğine dair bir yazı yayınlandı.

Sonuclar gercekten cok umit verici hem de esasinda davranissal tedaviler disinda biyolojik tedavilerin ise yarayabilecegine dair de bir kanit olabilir. Ancak arastirmanin ne kadar titizlikle yapildigi esasinda bu tarz tedavilerin ne kadar iyi test edilerek onaylanmasi gerektigine cok iyi bir ornek belki de. Maalesef insan vucudu, “vucutta bu madde eksik alayim bir hap yerine koyayim” kadar basit degil.

Yazinin bir ozelligi de calismaya alinan otizmli kisilerin 13-27 yas arasinda olmasi; belki de bu yas grubunda bu kisiler icin pek cok sey denenmis oldugundan, bu yas grubu gibi otizm tedavisi icin nisbeten ileri sayilan yaslarda etkin bir tedavi olmasi oldukca umut verici. Bu calismada daha erken yaslarda cocuklarin olmamasi bu cocuklarda ise yeremeyecegi anlamina gelmiyor ancak su an test edilmis degil.

Yazinin bilimsel tam metnine buradan ulasabilirsiniz. Yayinlandigi dergi oldukca saygin bir dergi ve arastirma Johns Hopkins ve HArvard gibi cok saygin merkezlerden gelmekte:
http://www.pnas.org/content/111/43/15550.full http://www.pnas.org/content/111/43/15550.full

Burada kullanilan madde sulforaphone denen ve vucutta pek cok detoksifikasyon mekanizmasini etkin hale getirdigi bilinen nrf-2 adli bir proteinin aktive edicisi. Bu madde uzun zamanir uzerinde calisilan ve pek cok aratsirmada kanser riskini ciddi oranda azalttigi yonde oldukca guclu kanitlar olan bir madde. En onemli ve ulasilabilir kaynagi da brokoli. Bu madde brokolide bulunan glucoraphanin maddesinin yine brokolide bulunan myrosinase enzimi ile parcalanmasi sonucu ortaya cikiyor. Bu iki madde brokolide ayri ayri kureciklerde depolaniyor ve brokoli yenilirken bu kurecikler kirilyor ve bu iki madde bir araya gelmesi sonucu aktif sulforaphone olusuyor. Myorisnase enzimi sicaklika bozuldugudan pisirme islemi cok uygun degil.

Sulforaphone karasiz bir madde oldugundan uretip saklamak cok uygun degil, ve bu calismada ozel olarak uretilip saklanip kullanilmis ve piyasada su an icin bulunan bir ilac/supplement degil. Piyasada satilan brokoli ekstrati veya sulforaphone,veya glucoraphanin denen supplementlerin hemen hic biri etkin sulforaphone saglayamiyor, cunku icerlerinde aktivasyon icin gereken myrosinase enzimi yok.

Dolaysis ile supplement olarak almak pek mumkun degil (arayabilirsiniz internette ama ben uzun zaman arastirdim ve pek cok yaziyi okudum, sadece brokoli ekstrrati vs olmasi yeterli degil). Ama bu maddeyi dogal olarak kolayca ve hatta cok daha ucuza elde etmek mumkun. Bunun yolu brokoli tohumunu cimlendirerek taze olarak tuketmek. Yemesi cok daha kolay, pisirmeden yenebildigi icin icindeki myrosinase korunuyor ve brokolinin kendisine gore cok cok daha yogun olarak bu etkin maddeyi iceriyor. Cimlendirme icin iyi kalite organik brokoli tohumu ve bir kavanoz yeterli olabilir (cimlendirme ingilzce sprouting olarak geciyor, bu sekilde arayabilirsiniz internette). Brokoli cimlerini tum ailenin tuketmesi yarali olabilir cunku oldukca guclu bir detoksifikasyon aktivatoru olup pek cok kanserin riskini azalttigina dair yayinlar var.

Bu calismada kullanilan dozler icin ne kadar brokoli cimi yenecegini hesaplamak cok mumkun gorunmuyor ancak genel olarak bazi yerlerde yarim kase, bazi yerlerde 40gr brokoli cimi gunluk tuketimi oneriliyor. Cimlenmenin 3-4. gununde tuketilmesi oneriliyor..

Cimlendirme ile ugrasamam diyenler icin bir urun bulabildim ki ureticisi bu konularda bilimsel aratsirmalar da yayinlamis ve urunun myrosinase icerdigi ve aktif oldugu savini cok kuvvetle savunuyor, bana inandirici geldi ama inanip inanmamak size kalmis, onun da linki https://www.cell-logic-usa.com/cluautismnutrigenomictherapy.asp https://www.cell-logic-usa.com/cluautismnutrigenomictherapy.asp
Sulforaphone normalde hucre icinde detoksifikasyona ihtiyac oldugu sinyalini aldiginda aktive oldugundan bu durumu ortadan kismen de olsa kaldirabilecek olan antioksidan vitaminlerin bir sure kesilmesi oneriliyor, bu sadece teorik bir yaklasim.

Calismaya tekrar donecek olursak anlamli olarak plasebo grubundan farkli yan etkiler 1-1.5 kadar kilo alimi ve tedavi grubunda iki kisi de biri tedavi sirasinda biri tedavi sonlandiktan sonra epilepsi nobeti ortaya cikmis olmasi, her ikisinde de daha evvelden epilepsi hikayesi varmış.

Bu bilgileri heyecan verici bulduğum için sizinle paylaşmak istedim, ancak burada sizinle paylaşmaya çalıstıklarım tıbbi öneriler olarak değerlendirilmemelidir!

Saygılarımla,

Yazıyı Gönderen:

Sn.Betül CİRİT

Özel Bir Bankanın
Nakit İşlem Sorumlusu
Balçova Şubesi

organiktohum.net

Müşterilerimize en iyi kalitede organik, doğal ve ekolojik ürünler sunmayı hedefliyoruz.

Bağlantılar
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Banka Hesapları
  • Bize Ulaşın
İletişim Bilgileri
  • organiktohumnet@hotmail.com
  • 0543 246 37 76
Copyright 2024 ©  OrganikTohum.Net. Tüm Hakları Saklıdır.